Kitlesel fonlama ile birlikte birçok girişim yatırımcılar ile platformumuzda bulaşarak, hayallerini gerçekleştirmeye yakınlaşacak. Peki girişimciler ve yatırımcılar şirket değerini nasıl belirleyebilirler?

Değerleme için şirketin ne aşamada olduğu çok önemlidir. Yeni başlayan bir şirket ile 3 senelik bir şirketin değerleme yöntemleri yüksek ihtimal farklı olacaktır. Peki girişimin bulunduğu sektörün, ürünün, takımın etkisi bu değerleme koşullarında ne kadar etkilidir?

Öncelikle alışılagelmiş değerleme metodlarının startup’lar için ne kadar uygun olduğunu inceleyelim:

– Şirket değerlemesi için birçok farklı model kullanılabilir. Olgunlaşmış, geçmiş dataları bulunan ve hatta varlık satışında bulunmak isteyen şirketler için yapılan değerlemeler ciddi analizlere dayalıdır. Bu detaylı analizler arasından DCF (Discounted Cash Flow) yani İndirgenmiş Nakit Akışı Yöntemi en çok kullanılanlardandır. Bu yöntemde şirketin gelecek yıllardaki nakit akışları belirlenen indirgeme oranı ile bugünkü değerine getirilir ve elde edilen bu değer şirket değeri olarak kullanılır. Ancak, girişimler erken aşamada ise veya hızlı büyüme odaklı iseler nakit akışlarını etkileyen birçok faktörün tahmini değerleme aşamasında zor olacaktır. Ayrıca geçmiş yıllara ilişkin veri de çoğu zaman yoktur; o yüzden gelecek yılların tahminini de belirsiz datalar üzerine yapmak çok zordur.

– Bir diğer yöntem Favök çarpanı gibi şirketin var ise geçmiş ve gelecek operasyonel karlılığına bakılıp, piyasadaki diğer benzer şirketlerin çarpanlarına bağlı olarak bir değerleme metodu kullanılmasıdır. Bu çarpan sektörden sektöre değişir ve şirketin karlılık oranı, büyüme hızı, pazarın büyüme hızı gibi faktörlerden etkilenir. Ancak, girişimlerin yine geçmiş datalarının olmaması veya büyüme potansiyeline uygun olarak yatırım arayışında olduğu için bu metod da girişimler için çok kullanılabilir bir yöntem olmaktan çıkmaktadır.

Değerleme yöntemleri hakkında geçmiş datası olan, olgun şirketler için kitaplar dolusu yazılmıştır. Peki yeni başlayan veya büyüme aşamasında olan bir girişimin değerleme yöntemi nasıl olmalı?

Girişimlerin 6 ay sonraki finansallarını bile tahmin etmek sayısız varsayıma dayalıyken, gelecek nakit akış tabloları, FAVÖK’leri belirlemek ne kadar akıllıca olacaktır? O yüzden dünyada girişimlere olan merak, bireysel yatırımcılar tarafından arttıkça kurumsal olmayan ama hızlı ve çözüm getiren değerleme metodları ortaya çıkmaktadır.

Bunlardan biri ve bizim en sevdiğimiz model, “ScoreCard method” olarak bilinen Angel Capital Association’ın kurucusu Bill Payne tarafından geliştirilen, girişimlerin dünyadaki örneklerine bakılarak hazırlanan bir çeşit karşılaştırma metodudur. Şirkete en yakın global rakiplerin ilk yatırım turları (veya 2. evre yada 3.evre büyüklüklerine göre yatırım turları) listelenir. Medyan ile bir yatırım öncesi değerleme çıkartılır. Sonrasında ekip, pazar büyüklüğü, ürün, rekabet, ortaklıklar, ek yatırım ihtiyacı gibi konularda ağırlık belirlenir ve kendi şirketinizin bu bakımdan ne oranda daha iyi ya da daha kötü olduğu belirlenir. Ağırlık ve karşılaştırma oranları çarpılarak her başlık için bir faktör belirlenir. Faktörlerin toplamı ile ilk başta ortaya çıkan medyan çarpıldığında şirketinizin göreceli değerlemesine ulaşacaksınız (Kaynak: https://magazine.startus.cc/scorecard-pre-money-valuation-method-explained/)

Buradaki “göreceli” kelimesine dikkat etmenizi rica ederiz. Bu bakımdan, farklı değerleme yöntemleri ile de şirketinizi nasıl değerlendirdiğinizi hem kendinize hem yatırımcınıza kanıtlamanızı öneririz. 2. ve diğer sevdiğimiz model “Dave Berkus’s Checklist Method” olarak bilinen şirketin yetkinliklerine verdiğiniz ağırlıklı ortalamaya göre hesaplanan değerleme türüdür. Yatırımcıların özellikle girişimlerde aradıkları özelliklere bağlı olarak hızlıca değerlemelerini bulmalarında faydalı bir yöntem olarak bilinir. Takım, fikir, ürünün gelişimi ve korunumu, stratejik ilişkiler ve operasyonel durumu gibi şirketin bulunduğu seviyeye bağlı olarak toplamda 5 başlık olacak şekilde her başlığa 0 ile 500bin USD arası bir yatırım öncesi değer belirlenir. Şirketin seviye oranı ve ilgili her başlığın değerlemesi çarpılıp, gelinen toplam tutar şirketin değerlemesi olarak kabul edilir (Kaynak: https://blog.gust.com/248/)

Diğer bir yöntem olarak da beğendiğimiz Türkiye’de kimi girişim sermayesi fon şirketlerinin 3 yıl sonunda şirketin elde etmesi planlanan FAVÖK miktarına bakıp, onu çıkış yapabilecekleri tahmini bir çarpan ile çarpıp %45 gibi ciddi bir indirim oranı ile bugünkü değerine getirdiklerini biliyoruz.

Bu işlemleri kendi şirketleriniz için uyguladığınızda genelde şirketinizi hayal ettiğiniz nokta hep yüksek olacağı için (aksi taktirde bu işe başlamazdınız), sizin ayaklarınız biraz daha yere indirip, yatırımcı ile buluşabileceğiniz noktaya getirebilmek için ek bir yöntem daha var. Şirkete şimdiye kadar yaptığınız yatırımları toplayıp (çalışma saat ve normalde almanız gereken ücret dahil) şirketin yatırım öncesi değerini bulabilirsiniz.

Bizim önerimiz, birçok farklı model sonrası şirketinizin değerlemelerini alt alta yazın. Bir medyan çıkararak şirketin değerlemesini belirlemenizdir (yani 4 metod kullandınız: 1. Metot 1,8m USD yatırım öncesi değerleme; 2. Metod: 1,7m USD değerleme; 3. Metod:1,5m USD değerleme; 4. Metod 200KUSD değerleme. 1. ve 4. metod medyan sebebiyle kendilerini eler – en yüksek en düşük birbirini götürür. Geriye kalan 2 ve 3. metotların da ortalamasını alarak şirketin değerlemesini bulabilirsiniz)

Son olarak, biz her zaman ek olarak girişim dünyasında bir model daha olduğunu savunuyoruz. O da hissiyat. Ne kadar paraya ihtiyacınız olduğunu ve ne kadar şirket hissesini bu anlamda paylaşmak istediğinizi terazinin bir kefesine diğer kefesine ise hesaplarınız sonunda çıkan değerlemeyi koymanız lazım. Önemli olan, bu terazi ile çıkaracağınız değerler hep dengede kalsın. Aksi taktirde, biraz daha dayanmalı ve belki de daha iyi bir değerleme ile yatırımcılarla görüşmeye başlamalısınız.